Matbaanın Anlamı ve Tarihçesi

Matbaanın Anlamı ve Tarihçesi

Matbaanın Türkiye’ye Gelişi

Dilimize Arapça olarak giren kelimeler arasında yer alan kelimenin Türkçe kelime karşılığı basımevidir. Uzun bir süre boyunca icat eden kişi olarak Johannes Gutenberg kabul edilse de aslında yapılan araştırmalar ile matbaanın icadının bundan çok daha eski bir tarihe dayandığı kanıtlanmış durumdadır. Tarihte yer alan ve kullanıldığı ilk baskının VIII. yüzyılda Japonya İmparatoriçesi tarafından yapıldığı ve basılan ilk eserinde kutsal dinleri olan Budizm’in kutsal öğretileri olduğu saptanmıştır. Daha sonra Japonya’dan Çin’e doğru kaymış ve 960 yılında Çinli Pi Sheng tarafından bugün kullanılan tek tek metal harfli babası kabul edilen porselen harfli baskı tekniği geliştirilmiştir. Pi Sheng tarafından 1297 yılına kadar bu yöntem kullanılarak pek çok eser basılmıştır. Aynı coğrafyada yer alan Uygurlar ise Çin’in ardından  sahiplenmiş ve Tun-Huang mağarasında bulunan pek çok kalıntıdan da anlaşıldığı üzere IX. yüzyıl ile beraber Uygurlar hem yaygın bir şekilde kullanmış hem de gelişimine katkı sağlamışlardır. Avrupa ise XV. yüzyıl ile beraber tanışmış ve Gutenberg matbaanın gelişiminde büyük rol oynamıştır. Türkiye’ye gelişi ne yazık ki tam 200 yıllık bir gecikme ile 1726 yılında İbrahim Müteferrika isimli bir Türk tarafından gerçekleştirilmiştir. Ancak bu tarihten çok daha önce Osmanlı İmparatorluğu sınırlarında yaşayan azınlıkların kullanarak baskı yaptıkları bilinmektedir.

Türkiye’de Matbaacılık Sektörü ve Sorunları

Geçmişte pek çok sorun ile mücadele eden matbaacılık sektörü günümüzde de bu mücadelesini bilişim teknolojileri ile sürdürmektedir. Özellikle de artık internet üzerinden gazete ve kitap okunması, reklam çalışmalarının ağırlıklı olarak televizyon ve radyo üzerinden yapılması sektörün yaşadığı en büyük sıkıntılardır. Yine sektörünün büyük bir hızla gelişmesi ve sürekli yeni baskı cihazlarının geliştirilmesi küçük  bu gelişmeyi takip etmelerini zorlaştırarak büyük daha da güçlenmesini sağlamakta ve bu nedenle küçük matbaalar üretimlerini durdurmak zorunda kalmaktadır. Örneğin Yahudiler 1488 yılında Ermeniler ise 1567 yılında kullanarak pek çok baskı gerçekleştirmiştir. Ancak hem hattatların varlığı hem de Osmanlı halkının büyük bir bölümünün okuma yazma bilmemesi matbaaya olan ihtiyacı azalttığı için Osmanlı’da gelişimi çok yavaş olmuştur.

www.fidesmatbaa.com